Knihobot

Vedat Türkali

    Vedat Türkali
    Yeşilçam dedikleri Türkiye
    Güven Cilt 2
    Φατμαγκιούλ
    Aký zločin spáchala Fatmagül?
    Bir Gün Tek Basina
    • Bir Gün Tek Basina

      • 752 stránek
      • 27 hodin čtení
      4,4(174)Ohodnotit

      "Ağır ağır çıktı odadan, banyoya girdi, şofbeni yaktı, suyu açtı. Büyük bir gürültüyle akan suya baktı, elini tuttu, ılıktı tam istediği gibi. Fakat yine de bir türlü giremiyordu suyun altına. Değişmek istemiyorum da ondan. Bu suyla birlikte içindeki her şey akıp gidecek. Sonra yavaşça girdi. Hiçbir şeyin akıp gideceği yok. Ne kolay öyle! Korkaksın da ondan. Her şey hemen değişiversin istiyorsun. Sanki daha mı iyi olurdu? O zaman da peşinden koşar, bir türlü yetişemezdin. Şimdi de geri kalıyorum; bak şimdi de… Altından çekiliverdi, çok kızmıştı su. Gözlerindeki sabunları akıtmak için uzattığı eli bile zor dayanıyordu. Sende iş yok oğlum. Bu sıcak, beriki soğuk… Öteki sert, beriki yumuşak… Ömrünce sınırda kalacaksın. Sende iş yok oğlum, sende iş yok… Biraz ferahlamıştı. Şofbeni ayarladı, tekrar girdi suyun altına. Her vakit böyle olurdu. Sonunda dönüp dolaşıp kesinlikle kendini suçladı mı bitirirdi. Söyleyecek söz kalır mı? Ben, böyleyim… Bitti… Artık savunma bile boşuna. Değil mi ki değişmez… O vakit bırakırsın yaşamayı kendi yoluna, yürür gider. Sonra yine kımıldamaya başlar birikenler. Sonra yine kızgın su. Ya da bir diş ağrısı. Ola ki bazı görmeden bastığın asfalta yayılmış yemyeşil bir balgam. Bir vapurun kaçması…"

      Bir Gün Tek Basina
    • Aký zločin spáchala Fatmagül?

      • 127 stránek
      • 5 hodin čtení
      1,0(1)Ohodnotit

      Smutný príbeh mladého dievčaťa je pre čitateľov o to silejší, že ho autor zdôraznil Fatmagülinou nepoškvrnenosťou a dievčenskou naivnosťou. Vďaka tejto charakteristickej črete hlavnej postavy si čitateľ väčšmi uvedomí krutosť a nespravodlivosť života a ľudí v ňom.

      Aký zločin spáchala Fatmagül?
    • Güven Cilt 2

      • 576 stránek
      • 21 hodin čtení

      Polisin fellek fellek aradığı Hasan Basri Alp kayıptı, nerde olduğunu bilen yoktu. Ele geçeceği pek düşünülmediğinden olacak, soruşturmada sıkışıldı mı, kimi işleri onun üstüne yıkma eğilimi, polisin Basri'yi arama kızgınlığını daha da kışkırtıyordu. İstanbul da İstanbulluluğunu yaşıyordu gene. Kuzeyden, Haliç üstlerinden çıkıveren kış azgını kara bulutları, maviliklere mızrak gibi çakılmış minarelerin onuruyla kabaran, kurşunlu, ağırbaşlı kubbeleri, kör olası açlığın kavgasında tedirgin dolanan delifişek martıları, gelin gibi gezinen tekneleri, Boğaz'da yaşayan lüferleri, istavritleri, uskumruları, kuyruğu sokakları süpürerek götürülen derya kuzusu torikleri, balıkçı tablalarına manda gibi serilmiş (...) Yabanıl sokak kedileriyle sekiz yüz binlik İstanbul kenti; kıran kırana savaştaki bir dünyanın ortasında, boynunu bükmüş, karanlık bir beklenti içindeydi. Yalnız İstanbul mu, tüm Türkiye bekliyordu bu acılı karanlık içinde.

      Güven Cilt 2